top of page
  • Yazarın fotoğrafıHukukta Kazanım Topluluğu

MAVİ VATAN: ULUSLARARASI HUKUK BOYUTU

Güncelleme tarihi: 21 Kas 2020

Türkiye Cumhuriyeti geçtiğimiz günlerde yeni bir navtex ilan ederek Doğu Akdeniz’de sismik araştırma faaliyetlerine başladığını duyurdu. Bununla beraber Türkiye ile Yunanistan arasında kıta sahanlığı ve MEB (Münhasır Ekonomik Bölge) tartışmaları da yeniden gündeme geldi. Yunanistan’ın iddiasına göre Türkiye’nin araştırma yaptığı bölge, Yunanistan’ın kıta sahanlığında yer alıyor. Bu sebeple araştırma faaliyetlerinin derhal son bulması ve Türk gemilerinin bölgeyi terk etmesi gerekiyor. Ancak Türkiye, söz konusu bölgenin kendi kıta sahanlığı içerisinde olduğunu söyleyerek araştırmalarına başlamıştır. Görüldüğü gibi uyuşmazlık konusu olan şey iki devletin de Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve MEB’idir.


Türkiye’nin taraf olmadığı Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesine göre MEB, sahildar devletin kıyısından başlamak suretiyle 200 deniz mil’inden (yaklaşık 320 km) fazla olamaz. Yani taraf devletler MEB’ini belirlerken bu kuralı esas alacaklardır. Bununla beraber aynı sözleşmeye göre devletler kendi MEB’inde enerji araştırmaları ve üretimi yapmak konusunda egemendirler. Buraya kadar sorunun çözümü basit görünebilir. Ancak işin içine uyuşmazlığın tarafı olan devletlerin sahip olduğu adalar da girince sorun daha da müşkül bir hale geliyor. Örneğin Türkiyenin kıta sahanlığında mevcut bir Yunan adasının bulunması, o adanın çevresindeki sularda Yunanistan’a bir yetki tanır mı, tanırsa bu yetki ne kadar geniştir? Sorunun uluslararası hukuk boyutunu incelerken harita kullanmakta fayda vardır.


Haritadaki kırmızı alan, Türkiye’nin sismik araştırma gemisi Oruç Reis’in faaliyet alanıdır. Ondan daha geniş çizilmiş mor alan ise Türkiye’nin öncesinde diğer komşu ülkeler, son olarak da 2019 yılının sonunda Libya ile imzaladığı MEB’idir. Yani o bölgedeki yetkiler Türkiye’nindir. Haritada görünen küçük beyaz bölge ise Yunanistan’a ait olan Meis Adasını göstermektedir.


Şimdiki göreceğimiz haritaki kırmızı alan ise Yunanistan’ın iddia ettiği MEB’dir


Haritada henüz Yunanistan’ın anakarası görünmemişken bu kadar büyüklükte bir MEB iddia edilmesi görünürde mantığa ters geliyor. Ancak uluslararası hukukta mantık yeterli değildir. O yüzden hukuki gerekçelerle bu iddianın mümkün olamayacağından bahsetmek gerekir. Bilindiği üzere uluslararası hukukun kaynakları genel olarak; uluslararası sözleşmeler, uluslararası adalet divanı kararları, teamüller ve hukukun genel ilkeleridir. Taraflara uygulanacak bir sözleşme olmadığına göre yargı kararları ve ilkeler uyuşmazlığın çözümünde bize ışık tutacaktır.


Örneğin yakın geçmişteki Ukrayna-Romanya arasındaki deniz yetki paylaşımına ait uyuşmazlıkta Ukrayna’ya ait bir ada, Romanya’ya daha yakındı. Yargı kararına göre Ukrayna’ya, adasının sahip olduğu karasu oranınca yetki verildi. Yine 2012 yılındaki Nikaragua-Kolombiya arasındaki deniz yetkisi uyuşmazlığında adalara, karasuları oranınca yetki verildi. Demek oluyor ki Yunanistan’ın iddia ettiği bu MEB, uluslararası adalet divanının verdiği kararlarla aynı düzlemde değildir. Yargı kararları uluslararası hukukta bağlayıcı olmamakla beraber karar verme noktasında yol gösterici olabilirler. O yüzden bu kararlar, Türkiye’nin lehine bir durumdur.


Bir başka değinilmesi gereken husus ise uluslararası deniz hukuku ilkeleridir. Hakkaniyet ilkesine göre karşılıklı kıyıları olan devletler deniz yetki paylaşımında adil olacaklardır. Yunanistan’ın sahip olduğu adanın küçüklüğü ve iddia ettiği yetkinin büyüklüğü bu ilkeye açıkça aykırıdır. Oransallık ilkesine göre ise yetkiler kıyı şeridi uzunluğu ile orantılı olmalıdır. Bu ilkeye karşı da bir aykırılık olduğu aşikardır. Genel ilkeler yargı tarafından verilen kararlarda bağlayıcı olduğu için son derece önemlidir.


Mavi vatanın Doğu Akdeniz’deki hudutlarının ve Yunanistan’ın mesnetsiz iddialarının uluslararası hukuk boyutunu inceledik. Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler, Uluslararası Adalet Divanı ve ilgili devletlerin bu uyuşmazlık karşısındaki tavrının siyasi değil, hukuki olması en doğru tavır olacaktır.

Muhammed Emin Karakaş

367 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page